Tek kişilik limited şirket sahibiyim. Eşime ait işyerini kiralayarak faaliyetimi orada sürdürüyorum. Herhangi bir şekilde kira ödemesi yapmıyorum. Gelir vergisi stopajı yapmak zorunda mıyım ? Yapmam gerekirse hangi matrahı esas almam gerekiyor. Eşim beyanda bulunacak mı?
Vergi tevkifatı (Stopaj) ile ilgili düzenlemeler Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. Maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. Maddesinde yapılmıştır. Her iki kanunda da vergi kesintisinin yapılması nakden veya hesaben yapılan ödemelere bağlanmıştır. Ödeme yapılmıyorsa vergi tevkifatı olmayacaktır. Kira ödenmiyorsa tevkifat yoktur. Ancak eşinizin kira almamasına rağmen emsal kira bedeli üzerinden gelir vergisi beyanında bulunması gerekir. Bu durum ortaklar tarafından bir bedel alınmaksızın şirkete kiralanan gayrimenkuller için de geçerlidir.
Maliye Bakanlığınca verilen özelge özeti şöyledir:
Mükellefin eşine nakden veya hesaben kira ödemesinde bulunmaması başka bir ifade ile işyeri kirası olarak hesaplarında gider göstermemesi halinde, söz konusu gayrimenkulün emsal kira bedelinin tevkifata tabi tutulmaksızın, eşi tarafından elde edilmiş gayrimenkul sermaye iradı olarak yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.(SAYI : GEL.O.43/4303-47/48311;TARİH : 18.12.1998)"
Gelir İdaresi Başkanlığınca verilen bir başka özelge özeti ise şöyledir:
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü
Sayı:B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-GVK-94-35-576
16/09/2010
“Bu hükümler çerçevesinde, Gelir Vergisi Kanununun 94' üncü maddesi gereğince tevkifat yapılabilmesi için nakden veya hesaben bir ödemenin bulunması gerekmektedir. Buna göre, şirket ortaklarına ait olan işyerinin kullanılması karşılığında nakden veya hesaben bir ödeme yapılmaması halinde Gelir Vergisi Kanununun 94' üncü maddesi gereğince gelir vergisi tevkifatı yapılması söz konusu olmayacaktır.
Ancak, gayrimenkul sahiplerinin söz konusu gayrimenkulü şirketin kullanımına bedelsiz bırakması nedeni ile bu gayrimenkulün Gelir Vergisi Kanununun 73' üncü madde hükmüne göre emsal kira bedelinin hesaplanması ve söz konusu kira bedelinin gayrimenkul sahiplerinin hisselerine düşen tutarının 1.070 TL' yi (2009 yılı için) aşması halinde ise, gayrimenkul sahipleri tarafından gayrimenkul sermaye iradı olarak aynı Kanunun 86' ıncı maddesine göre yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.”
Hesaben Ödeme nedir ? nasıl yapılır ?
Hesaben Ödeme Gelir Vergisi Kanunu’nun 96. Maddesinde aşağıdaki şekilde açıklanmıştır.
“Vergi tevkifatı, 94'üncü madde kapsamına giren nakten veya hesaben yapılan ödemelere uygulanır. Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder.
Vergi tevkifatı, ücretler dışında kalan ödemelerde gayrisafi tutarlar üzerinden yapılır. Kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde bu vergi, bilfiil ödenen miktar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanır.”
Tevkif yolu ile ödenen vergiler diğer vergi borçlarına mahsup edilebilir mi ?
Tevkif yoluyla kesilen vergilerin yıllık beyannamedeki mahsuplar sonunda kalan kısmının diğer vergi borçlarına mahsup talebi tutarına bakılmaksızın, inceleme raporu ve teminat aranılmadan yerine getirilir. Konuya ilişkin ayrıntılı bilgi Gelir Vergisi Kanunu’nun 252 sayılı genel tebliğinde yer almaktadır.
Tevkif yolu ile ödenen vergiler diğer mükelleflerin borçlarına mahsup edilebilir mi?
Tevkif yolu ile ödenen vergiler diğer mükelleflerin borçlarına mahsup edilemez. Ancak mükellefler dilerlerse ortağı bulundukları adi ortaklık veya kollektif şirketlerin müteselsilen sorumlu oldukları vergi borçlarına da mahsuben iade talebinde bulunabilirler. Bu taleplerin yerine getirilebilmesi için, iade alacaklısı mükellefin muaccel hale gelmiş vergi borcunun bulunmaması ve mahsup dilekçesinde adi ortaklık veya kollektif şirketin hangi dönem borçları için mahsup talep edildiğinin belirtilmesi gerekir. Mahsup talebine ilişkin dilekçe ve eklerinin vergi dairesi kayıtlarına girdiği tarih esas alınır.
Vergiye tabi olmayan kişilerden mal yada hizmet alınmasında Gelir vergisi tevkifatı yapılır mı ?
Gelir ve Kurumlar vergisi mükelleflerine bağlılık arz etmeyecek şekilde, esnaf muaflığı kapsamında değerlendirilmeyen (vergiye tabi olmayan) kişilerden mal ve hizmet satın alınması durumunda, ilgililere yapılacak ödemelerden gelir vergisi tevkifatı yapılmayacaktır.
Ancak; vergiden muaf esnaftan mal alınması halinde ise, yapılacak ödemelerden Gelir Vergisi Kanununun 94/13-c maddesi hükmüne göre %5, hizmet alınması durumunda ise aynı kanunun 94/13-d maddesi hükmüne göre %10, tevkifat yapılması gerekir.
Adi Ortaklıkta Hisse devir işlemlerinin gelir vergisi,Katma Değer Vergisi ve Vergi usul Kanunu yönünden yapılması gereken işlemler nelerdir ?
Gelir Vergisi Yönünden:
Gelir Vergisi Kanununun "Değer artışı kazançları" başlıklı mükerrer 80 inci maddesinde; "Aşağıda yazılı mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artışı kazançlarıdır." hükmü yer almış ve bunların neler olduğu altı bent halinde sıralanmış olup anılan maddenin (4) numaralı bendinde; "Ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar" değer artışı kazancı olarak belirtilmiştir.
Bir adi ortaklıkta ortaklardan biri veya birkaçının hisselerini diğer ortak veya ortaklara devretmesi, bu şekilde ortaklıktan bazı ortakların ayrılması veya ortaklığa yeni ortakların alınması halinde, mevcut adi ortaklık, ortak sayısındaki değişiklik dışında aynen devam ediyorsa, bu hisse devri işlemlerinde vergi uygulanmayacaktır.
Katma Değer Vergisi Yönünden:
Adi ortaklıklarda, ortaklığın sona ermesi sonucunu doğurmayan hisse devri işlemleri katma değer vergisine tabi olmayacak, ortaklığın sona ermesi sonucunu doğuran devir işlemlerinde ise vergi uygulanacaktır. (KDV Kanunu 17/4-c Maddesi)
Vergi Usul Kanunu Yönünden:
Adi ortaklığın sona ermesi sonucunu doğurmayan ortaklık hissesinin devri KDV'ye tabi olmadığından bu işlemler için fatura düzenlemesine de gerek bulunmamaktadır. Diğer taraftan, bir adi ortaklıkta ortaklardan biri veya birkaçının hisselerini diğer ortak veya ortaklara devretmesi, bu şekilde ortaklıktan ayrılması veya ortaklığa yeni ortakların alınması halinde, mevcut adi ortaklık, ortak sayısındaki değişiklik dışında aynen devam ediyorsa, bu hisse devri işlemleri ortaklığın sona ermesi sonucunu doğurmamaktadır.
Buna göre, vergi kimlik numarası sürekli olarak kullanılacağından, mükellefe (adi ortaklıklarda ortak değişikliğine) ilişkin bilgilerdeki değişikliğin mükellefiyete etkisi olmayacağından, ortaklık adına vergi numarası verilmesinde esas alınan ortağın ortaklıktan ayrılması durumunda da adi ortaklığın vergi kimlik numarasında herhangi bir değişiklik olmayacaktır. Ayrıca, ortaklık adına vergi numarası verilmesinde esas alınan ortağın ayrılması durumunda ortaklık numarası değişmeyeceğinden, kullanılmamış fatura ve sevk irsaliyelerinin yeni ortağın kaşesi vurulmak suretiyle kullanılması mümkün bulunmaktadır.
İşletmeye Fiat Doblo marka araç aldım. KDV’ ni indirim konusu yapabilir miyim ?
Çok amaçlı araç” olarak tanınan Doblo, Connect, Kango, Expres, Combi, Partner, Caddy, Transpoter, Starex gibi araçlar, ister 1+1 ister 4+1 olsun, 21.07.2005 tarihine kadar yük taşımak üzere imal edilmiş araç olarak sınıflandırılmıştı. Ancak, Gümrük Müsteşarlığı’nın 8 Seri No.lu Gümrük Genel Tebliği (Tarife-Sınıflandırma Kararları) ile bu araçlardan şoför mahallinin arkasında koltuğu veya camı bulunanlar, 21.07.2005 tarihinden itibaren binek otomobili sınıfına dahil edildi.
Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, bu araçların alımında ödenen KDV’nin, KDV Kanunu’nun 30/b maddesine göre indirim konusu yapılmaması gerekiyor.
Organize sanayi bölgeleri ve küçük sanayi sitelerinin tarafından yapılan arsa ve işyeri teslimleri KDV ye tabi midir ?
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu Madde:17/4-k:Organize sanayi bölgeleri ve küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin arsa ve işyeri teslimleri” Katma Değer Vergisinden istisna edilmiştir.
Çalınan, ya da herhangi bir sebeple zayi olan mallara ilişkin yüklenilen KDV indirim konusu yapılabilir mi ?
Zayi olan mallara ilişkin yüklenilen KDV’nin indirimi ilke olarak kabul edilmemekle birlikte; Deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar mallara ait KDV’nin indirim hesaplarından çıkarılmasına gerek yoktur.
Bu çerçevede, deprem, sel ve Maliye Bakanlığınca mücbir sebep ilan edilen yerlerdeki yangın sonucu zayi olan mallara ilişkin KDV açısından herhangi bir düzeltme işlemi yapılmayacak, bunun dışındaki yangınlarda veya diğer şekillerde zayi olan mallara ait KDV ise indirim hesaplarından çıkarılarak gelir ve kurumlar vergileri açısından gider yazılacaktır.
Ortaklara ait taşınmazın ayni sermaye olarak konulması halinde tapu harcı hesaplanır mı ?
492 sayılı Harçlar Kanununun 57. maddesinde tapu ve kadastro işlemlerinden bu Kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanların, tapu ve kadastro harçlarına tabi olduğu hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanun'un 123. maddesi ile de; Anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin kuruluş, sermaye artırımı, birleşme, devir, bölünme ve nev'i değişiklikleri nedeniyle yapılacak işlemler ile Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri, bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilerin temini ve bunların teminatları ile geri ödenmelerine ilişkin işlemlerin harçlardan müstesna tutulduğu hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükümler çerçevesinde; ortaklarınız tarafından şirketinize ayni sermaye olarak konulan taşınmazların şirket adına tapuda yapılacak tescil işlemi tapu harcından müstesnadır.
Kurumlar Vergisi mükellefi olarak faaliyet göstermekteyiz. Üniversite öğrencilerine burs vermek istiyoruz. Vereceğimiz bursu kurumlar vergisinde gider olarak yazabilir miyiz ?
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6. maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin 1. bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespit edilmesinde gider olarak yazılabileceği hükmü yer almış; aynı Kanunun 28. maddesinde ise, tahsil ve tatbikat giderleri karşılığı olarak resmî ve özel müesseselere ve şahıslar hesabına Türkiye’de tahsilde bulunan öğrenciye iaşe, ibate ve tahsil gideri olarak ödenen paralar ile öğrencilere tatbikat dolayısıyla öğretim müesseseleri veya tahsil masrafları deruhte edenler tarafından verilen paraların gelir vergisinden istisna edildiği belirtilmiştir. Buna göre, verilecek bursların;
a) İşle ilgili olması,
b) Burs verilen kişilerin okulu bitirdikten sonra işletmede hizmet yükümlülükleri nedeniyle çalışacaklarını gösteren bir sözleşme düzenlenmesi ve durumun herhangi bir inceleme anında denetim elemanına ispatlanması,
c) Burs verilecek kişilerin, Türkiye’nin her tarafında eğitim gören öğrencilerin katılabileceği bir yarışma sınavı sonunda başarılı olması,
d) Verilecek burs miktarının işin önemi ve genişliği ile orantılı olması,
halinde kurum kazancının tespitinde gider olarak hasılattan indirilebilecektir.
Devralınan kurumun zararı indirilebilir mi ?
Şirketiniz tarafından aktif ve pasifiyle birlikte kül halinde devralınan şirketin zararı son beş yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş olması ve söz konusu kurumun faaliyetine devrin meydana geldiği hesap döneminden itibaren en az beş yıl süreyle devam etmesi kaydıyla, devralınan kurumun devir tarihi itibariyle öz sermaye tutarını geçmeyen zararlarının indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.
Konu ile ilgili ayrıntılı bilgiye 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "9.2.3. Devir ve bölünme halinde zarar mahsubunun sırası ve mahsup edilemeyen zarar tutarları" başlıklı bölümünden ulaşabilirsiniz.
Vergi Muafiyeti Tanınan Vakıflara ve Kamu Yararına Çalışan Derneklere Yapılan Bağışlar toplamının o yıla ait kurum kazancının % 5'ine kadar olan kısmı indirilebiliyor. Vergiye tabi olmayan gelirlerimiz var. Yapılacak bağışta hangi tutarı dikkate almamız gerekiyor ?
İndirilecek bağış ve yatdım tutarının tespitinde esas alınacak kurum kazancı; zarar mahsubu dahil giderler ile iştirak kazançları istisnası düşüldükten sonra, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki tutardır.
Bağış Matrahı = (Ticari Bilanço Karı) – (İştirak kazançı istisnası +Geçmiş Yıl Zararları)
Bu konu ile ligili ayrıntılı bilgiye 1 sıra nolu KVK genel tebliğinin 10.3.2.1 bölümünden ulaşabilirsiniz.
İşletme personeline konut tahsis ettik. Ücret olarak vergiye tabi tutulacak mı ?
Konut tedariki yoluyla ücret sayılan bu ödemeler belli şartlarda Gelir Vergisinden istisna edilmiştir.GVK 23/9 maddesinde konu ile ,lgili düzenleme şu şekildedir. “Mülkiyeti işveren ait ve brüt alanı 100 metrekareyi aşmayan konutların hizmet erbabına mesken olarak tahsisi suretiyle sağlanan menfaatler. (Bu konutların 100 metrekareyi aşması halinde, aşan kısma isabet eden menfaat için bu istisna hükmü uygulanmaz)."
Nakit sermaye artışında faiz indirimi nasıl yapılır ?
6637 sayılı Kanun ile Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 10. maddesinin birinci fıkrasına eklenen (ı) bendi uyarınca, sermaye şirketlerinde nakdi sermaye artışları ya da yeni kurulacak sermaye şirketlerindeki nakit sermaye tutarları üzerinden hesaplanacak faiz tutarının kurum kazancından indirim konusu yapılması şeklinde, öz sermayeyi güçlendirmeyi amaçlayan teşvik düzenlemesi yapılmış Yapılan düzenlemeye göre;
- 1 Temmuz 2015 Tarihinden sonra yeni kurulacak sermaye şirketlerinde nakit sermaye tutarı üzerinden ya da
- Halen faaliyette bulunan sermaye şirketlerinin 1 Temmuz 2015 tarihinden sonra yapacakları sermaye artışlarının nakit artış kısmı üzerinden, maddede öngörülen faiz oranı esas alınarak hesaplanacak tutarın % 50’si kurumlar vergisi matrahından indirilecektir.
İndirim belli bir süre ile sınırlı olmayıp her yıl yeniden indirimden yararlanılabilir. Bu avantajdan şirketin hayatı devam ettiği sürece, sermayesi azaltılmamak kaydıyla, sonsuza kadar yararlanılabilecektir. Matrahın yetersiz olması nedeniyle ilgili dönemde indirim konusu yapılamayan tutarlar kalırsa, bu tutarlar sonraki dönemlere devredebilecek ve sonraki hesap dönemlerinde indirilebilecektir.
Bu indirimden gelir vergisi mükellefleri de yararlanamayacaklardır.
Bir mükellefime ilişkin Ba, ve Bs bildirimlerini veremedim Ba, Bs bildirimlerinin her birine ayı ayrı ceza mı kesilecek ?
Ba,Bs bildirimleri bir bütün halinde ele alınıp her biri için ayrı ayrı ceza kesilmez. Konu ile ilgili olarak Adıyaman Defterdarlığı tarafından 24.05 2011tarih ve 2010/3-5 sayılı özelgenin sonuç bölümü şöyledir: “Yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde, sözü edilen Ba ve Bs bildirimlerini verme yükümlülüğü olan mükelleflerin, her iki bildirim formunu birlikte vermek zorunda oldukları hususu göz önüne alındığında; bu formların tek bir form olarak değerlendirilmesi ve söz konusu formların belirlenen sürede verilmemesi halinde tek özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir”
Ancak Ba, Bs formlarından birisi verilip diğeri verilmemişse ceza kesileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Akaryakıt satışı yapan mükellefler tarafından bir kişi ya da kuruma akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz (ÖKC) fişi verilerek yapılan satışlarda, ÖKC fişinin faturaya dönüştürülmesi durumunda düzenlenen fatura veya faturalar KDV hariç 5.000 TL'yi aşıyorsa bu satışların Form Bs ile nasıl bildirilecektir ?
Bu konu ile ilgili olarak TÜRMOB tarafından Gelir İdaresi Başkanlığından görüş istenmiş olup Maliye Bakanlığı'ndan görüş istenmiştir.GİB tarafından 7.4.2010 tarih ve 31656 sayı ile verilen cevabi yazıda;
• Akaryakıt satışı yapan mükellefler tarafından bir kişi ya da kuruma akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz (ÖKC) fişi yapılan satışlarda, ÖKC fişinin faturaya dönüştürülmesi durumunda düzenlenen fatura veya faturalar KDV hariç 5.000 TL’yi asıyorsa bu satışların Form Bs ile bildirileceği,
• Diğer taraftan, bir kişi veya kuruma yapılan akaryakıt satışlarında ÖKC fişlerinin faturaya dönüştürülmemesi durumunda ise bu belgelerde (ÖKC fişlerinde) mükellefe ait adı, soyadı, ünvanı ve T.C. Kimlik numarası/Vergi kimlik numarası bilgileri yer almadığından belirlenen haddin aşılıp aşılmadığının tespitinin de mümkün olmadığı, bu nedenle söz konusu satışlara ait belgelerin Form Bs ile bildirilemeyeceği,
• Öte yandan, akaryakıt istasyonlarından ÖKC fişleri ile yapılan alımların aylık KDV hariç 5.000 TL’yi aşması halinde Form Ba ile bildirileceği belirtilmiştir.
Ba, Bs Bildirimlerini verdim. Ancak Ba bildiriminde bir mükellefe ait fatura tutarı 19.800 TL yerine 18.900 TL olarak yazılmıştır. Düzeltme yapmak zorunda mıyım. Şayet düzeltme yaparsam ceza kesilir mi ?
Vergi Usul Kanunu 11/06/2012 Tarih ve : 2012/1 sıra numaralı İç Genelgesi ile bu konu ile ilgili şu açıklama yapılmıştır.
“Aylık yapılan her bir bildirimde (Form Ba veya Form Bs) yer verilen her bir mükelleften gerçekleştirilen alım veya satımlar için katma değer vergisi hariç olmak üzere mal ve/veya hizmet alışları veya satışları için belirlenen, bildirimde bulunma haddinin % 10'unun altında kalan tutar hataları, (örneğin, A Limited Şirketi B Anonim Şirketinden Haziran 2012 döneminde yapmış olduğu alışları Ba formu ile 8.000 TL olarak bildirmiş, B Anonim Şirketi ise aynı dönemde A Limited Şirketine olan satışlarını 8.400 TL olarak bildirmiştir. İki mükellefin bildirimleri arasındaki fark 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 2010 yılı ve müteakip yıllar için belirlenen ve Bakanlığımızca yeni bir düzenleme yapılmadığı sürece uygulanacak had olan 5.000 TL'nin % 10'unun altında kaldığından her iki mükellef adına da herhangi bir cezai müeyyide tatbik edilmeyecektir.”
İşletmemiz faaliyetini yürütmek amacı ile kiralamış olduğumuz işyeri için 6.000 TL kira ödemekteyiz. Mülk sahibi vergi mükellefi değil. Dolayısı ile Bs Bildiriminde bulunmayacak. Biz bu gideri Ba ile bildirmek zorunda mıyız ?
Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığının 19.8.2010 tarih ve 190-44 sayılı özelgesi ile “Buna göre; ödenen kira bedelinin yukarıda belirtilen haddi aşması halinde Ba bildirimine dahil edilmesi gerekmekte olup, söz konusu ödemenin gecikmesi nedeniyle uygulanan gecikme zammının ise Ba bildirimine dahil edilmesine gerek bulunmamaktadır.”
Açıklaması yapılmış olup bu giderinizin Ba bildirimine dahil edilmesi gerkmektedir.
Kurumlar Vergisinden muaf olan kooperatifin Ba ve Bs formu verecek midir ?
Ba,Bs formları ile ilgili olarak yapılan temel düzenlemeler 396 Sıra numaralı VUK Genel Tebliğinde yer almaktadır. Söz konusu tebliğin 1.1.2 Bölümünde “Kurumlar Vergisinden muaf olan mükellefler,muafiyetten yararlandıkları hesap döneminden itibaren Ba-Bs bildirim formu vermeyecektir” ifadesine yer verilmiştir.