İnternet üzerinden kendi sitemde satış yapmaya başladım e-Fatura, e-Arşiv Fatura sistemine geçmek zorunda mıyım ?

Sadece internet üzerinden satış yapıyorsanız ve satış platformu hizmeti vermiyorsanız belirlenen limitleri aşmadan (Brüt satış hasılatı 5 milyon TL) e-Fatura e-Arşiv Fatura ve e-Defter uygulamalarına geçmenize gerek yoktur.

Gönüllü olarak e-Fatura sistemine geçtim e-Defter'e geçmek zorunda mıyım ?

Gönüllü olarak e-Fatura sistemine geçenler belirlenen limitleri aşmadan (Brüt satış hasılatı 5 milyon TL) e-Defter uygulamalarına geçmenize gerek yoktur.

2018-2019 yılı brüt satış hasılatımız 5 Milyon TL'yi geçti e-Defter uygulamasına ne zaman geçmek zorundayım ?

2018-2019 yıllarından herhangi birinde brüt satış hasılatınız 5 Milyon TL yi geçti ise 1.1.2021 tarihinde e-Defter uygulamasına geçmeniz gerekiyor.

2020 yılı brüt satış hasılatımız 5 Milyon TL yi geçti e-Fatura ve e-Defter uygulamasına ne zaman geçmek zorundayım ?

1.7.2021 tarihinde e-Fatura ve e-Arşiv fatura sistemine, 1.1.2022 tarihinde e-Defter sistemine geçmek zorundasınız.

e-Defter başvurusunu iptal edebilir miyim?

Zorunluluk kapsamında olan mükelleflerin başvurularını iptal etmeleri mümkün değildir.
Gönüllü olarak e-Defter uygulamasına geçen mükellefler ise, iptal için Gelir İdaresi Başkanlığına durumu anlatan bir dilekçeyi Maliye Bakanlığı Ek Hizmet Binası Yeni Ziraat Mahallesi, No:16 06110 Altındağ/ANKARA adresine göndermeleri gerekmektedir. Veya İnteraktif Vergi dairesinden e-Defter ile ilgili bölümden dilekçe ile iptal edilebilir.

Gübre takip sisteminde olan firmamızın brüt satış hasılatı 5 Milyon TL nin altındadır. e-Defter uygulamasına geçmek zorunda mıyım ?

Gübre Takip sisteminde olup Brüt satış hasılatı 5 Milyon TL yi geçmeyen firmaların e-Defter uygulamasına geçmesine gerek yoktur.

Daha önce e-Defter için başvuru yapmıştık. 2021 yılı için tekrar başvuru yapmalı mıyız ?

e-Defter başvurusu yapan firmaların yeni mali dönem için tekrar başvuru yapmalarına gerek yoktur.

e-Defter Beratlarını aylık veya 3 aylık gönderme tercihimi ne zaman ve nereden yapmalıyım , bu tercihimi daha sonra değiştirebilir miyim ?

Ocak ayı içerisinde edefter.gov.tr sitesine mali mühürünüzle giriş yaparak bilgi güncelleme ekranından tercih yapabileceksiniz, tercih ekranı kapatıldıktan sonra artık o yıl için berat gönderme tercihinizi değiştiremezsiniz. Hiç tercih yapmayan firmaların aylık dönemler halinde berat dosyalarını gönderecekleri kabul edilir.

Gerçek kişi mükellefiyeti olan firmalar Mali Mühür almak zorundalar mı?

Gerçek kişi mükellefiyeti olan firmalar Mali mühür almak zorunda değiller Elektronik imza ile başvurularını yapabilirler ve e-Defter beratlarını gönderebilirler. Tüzel Kişi mükellefiyeti olanlar mutlaka mali mühür almak zorundalar.

Hangi defterleri e-Defter kapsamında tutmak zorundayım, defter tasdiki yaptırmalı mıyım ?

Şu anki mevzuata göre Defteri Kebir ve Yevmiye defteri e-Defter olarak tutulmak zorundalar. Envanter defterini eskiden olduğu gibi kağıt ortamda tutmak zorunda olduğunuzdan ilgili yıldan önce noterde tasdik edilmesi gerekir.

İşyeri bildirgesini ne zaman vermem gerekmektedir?

5510 sayılı Kanun’un 11’inci maddesinde yapılan düzenleme ile işveren , en geç sigortalı çalıştırılmaya başlattığı tarihte işyeri bildirgesini Kuruma e-sigorta ile vermekle yükümlüdür.
Şirket kuruluşu aşamasında, çalıştıracağı sigortalı sayısını ve bunların işe başlama tarihini, Ticaret Sicili memurluklarına bildiren işverenlerin bu bildirimleri Kuruma yapılmış sayılır. Ticaret sicili memurlukları, kendilerine yapılan bu bildirimi en geç on gün içinde kuruma bildirmek zorundadır.

İşyeri bildirgesi ile birlikte verilecek diğer belgeler nelerdir?

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 29’uncu maddesinde, işverenin işyeri bildirgesi ekinde Kurum’a vermesi gereken evrakları aşağıdaki gibi belirlemiştir.

1) İşveren, işyeri bildirgesi ekinde Kuruma vermesi gereken;
a) Daimi mahiyetteki işyerlerinde, işyerinin adresini gösterir yerleşim belgesini,
b) Gerçek kişi işverenler yönünden kendilerinin, tüzel kişi işverenler yönünden ise tüzel kişiliği temsile yetkili kişilerin imza sirkülerini,
bir ay içinde Kuruma, elden vermekle veya posta yoluyla göndermekle yükümlüdür. İmza sirküleri Kuruma verilmesi gereken kişilerin, Üniteye bizzat müracaat ederek kimliklerinin tespitiyle birlikte imza beyanlarının alınmasını sağlamaları halinde, (b) bendinde istenilen imza sirküleri artık istenilmez.
2) İşverenden iş alan alt işverenler, Kanundan doğan yükümlülükleri başlamadan önce, işyeri bildirgesi hariç, birinci fıkranın (b) bendinde belirtilen belgeyi ve asıl işverenle yapmış olduğu sözleşmenin bir örneğini, Kuruma elden verir veya posta yoluyla gönderirler.
3) Birinci fıkrada belirtilen belgelerin yanı sıra;
a) Tüzel kişiler; hükmi şahsiyetin tescil edildiği Ticaret Sicil Gazetesini,
b) Adi ortaklıklar; noter onaylı ortaklık sözleşmesini,
c) İhale konusu işlerde; işin sözleşmesi veya işin üstlenildiğini gösterir idarenin yazısı,
ç) İnşaat işyerlerinde; yapı ruhsatının fotokopisi, varsa arsa sahibi ile müteahhit arasındaki inşaat yapım sözleşmesi,
d) Gerekli görülmesi halinde 18/2/2017 tarihli ve 29983 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliği ekinde yer alan sözleşme örneği, birinci fıkrada belirtilen sürede ve usulle verilir.

İşyerimizi bulunduğu İl’den farklı bir ile nakledeceğiz neler yapmamız gerekmektedir?

5510 sayılı Kanun’un 11’inci maddesi ve SSİY’nin 33’üncü maddesinde; sigortalı çalıştıran bir işyerinin, faaliyette bulunduğu adresten başka bir İl’deki adrese nakledilmesi halinde nakleden işverence on gün içinde işyeri bildirgesi vermesi gerekmektedir

Aynı İl sınırları içerisinde başka bir ünitenin görev belgesine nakilde ne yapmamız gerekir?

5510 sayılı Kanun’un 11’inci maddesi ve SSİY’nin 33’üncü maddesinde; İşyerinin aynı il sınırları içinde başka bir ünitenin görev bölgesine nakledilmesi hâlinde işyeri bildirgesi verilmez. Ancak, nakil tarihini takip eden 10 gün içinde durum, işverence eski ve yeni üniteye bir yazı ile bildirilir. Yeni ünite, nakil bilgilerine dayanarak işverene işyeri sicil numarasını bildirir. Eski ünitede bulunan işyeri dosyasındaki tescile esas bilgi ve belgelerin birer örneği yeni ünitedeki dosyasına konulur.

Babam vefat etti, annem ve diğer kardeşlerim işyerini devam ettirmek istiyoruz bununla ilgili SGK açısından ne yapmalıyız?

Öncelikle başınız sağolsun, babanızın vefatı nedeniyle işyeri size intikal etmiş bulunmaktadır. Mirasçılar olarak, ölüm tarihinden itibaren üç ay içerisinde SGK’ya işyeri bildirgesi vermeniz gerekmektedir.

LTD Şirketimizi nevi değişikliği yaparak Anonim Şirkete dönüştürdük sigorta açısından ne yapmamız gerekir?

6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi şirketlerin nevilerinin değişmesi halinde nevi değişikliğinin ticaret sicilinde tesciline ilişkin ilanın yayımlandığı tarihi takip eden on gün içinde bu durumu işyeri bildirgesi ile Kuruma bildirilmesi gerekmektedir.

İşe giriş bildirgesini ne zaman ve nasıl vermeliyim?

5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin (a) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişilerin işe giriş bildirgesi sigorta başlangıcından önce e-sigorta yoluyla Kuruma verilmelidir.
İnşaat, balıkçılık ve tarım işyerlerinde işe başlatılacak sigortalıların işe girişleri en geç işe başlatıldıkları ı gün e-sigorta ile Kuruma verilmelidir.
İlk defa işyeri tescili yapılan işyerlerinde, ilk defa sigortalı çalıştırmaya başlanılan tarihten itibaren bir ay içinde işe başlayan işçilerin işe giriş bildirgeleri, bir aylık sürenin bitim tarihine kadar e-sigorta ile Kuruma verilmesi halinde sigorta başlangıcından önce bildirilmiş sayılacaktır.

İşten ayrılış bildirgesi kaç gün içinde verilebilir?

Sigortalı işçinin işine son verilmesi halinde, sigortalı işten ayrılış bildirgesini, sigortalılığın sona ermesini takip eden on gün içinde e-sigorta yoluyla Kuruma vermek gerekecektir.

İşe giriş ve işten ayrılış bildirgelerini kaç gün içinde iptal edebilirim?

Sigortalı işe girişi yapılan işçinin işe başlamaması veya herhangi bir nedenle bildirgenin iptal edilmesi gerekmesi halinde, e-sigorta yoluyla yapılan işe giriş bildirgesini, bildirgede belirtilen işe giriş tarihini takip eden ilk iş günü saat 23.59’a kadar e-sigorta yoluyla iptal edebilir. Sigortalı işten ayrılış bildirgesi ise, sigortalılığın sona ermesini takip eden on gün içinde e-sigorta yoluyla iptal edebilir.

İşyerimizde çalışmakta olan işçimizi, aynı işverenin (B) işyerinde çalıştırmak istiyoruz, bunun için işten ayrılış ve işe giriş bildirgesi vermemiz gerekir mi?

5510 Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine tabi sigortalılardan naklen ve hizmet akdi sona ermeden aynı işverenin aynı ya da başka ünitede tescil edilmiş diğer bir işyerinde çalışmak üzere işten ayrılanlar için veya işyerinin aynı il içinde başka bir ünitenin görev bölgesine nakledilmesi halinde eski işyeri numarası üzerinden yasal süresi dışında verilen sigortalı işten ayrılış bildirgesi de süresinde verilmiş sayılır.
İşverenlerin bu durumdaki sigortalılar için e-sigorta yoluyla verecekleri işe giriş bildirgesinde “İstisna Durum Bildirim Tablosu”nda “Naklen ve hizmet akdi ilişkisi sona ermeden aynı işverenin Kurumun aynı ya da başka sosyal güvenlik il müdürlüğü/sosyal güvenlik merkezince (SGİM/SGM) tescil edilmiş diğer işyerinde çalışan sigortalı” alanı, işten ayrılış bildirgesinde ise işten ayrılış nedenlerinden “16 Sözleşme sona ermeden sigortalının aynı işverene ait diğer işyerine nakli” alanını seçmeleri gerekmektedir.

İşçimiz, çalışırken gözüne demir çapağı kaçtı, acilen hastaneye götürdüler, sigortaya bilgi vermemiz gerekiyor mu?

İş kazası geçiren işçi ile ilgili olarak öncelikle kaza ile ilgili olarak olaya şahit olan personel ile işveren veya yetkili kişinin imzaladığı kaza tutanağı tutulacaktır. İşveren tarafından kazanın olduğu yerdeki yetkili kolluk kuvvetlerine derhal bilgi verilecektir. Kuruma en geç kazadan sonraki üç iş günü içinde Ek-7’de yer alan iş kazası ve meslek hastalığı bildirim formu doldurularak e-sigorta ile, veya doğrudan ya da posta yolu ile bağlı olduğunuz Sosyal Güvenlik Merkezine bildirmeniz gerekmektedir.

İş kazasını süresinde bildirmeyi unuttuk SGK açısından tarafımıza nasıl bir işlem yapılacaktır?

İş kazasının 5510 sayılı Kanun’un 13’üncü maddesinin (a) bendinde belirtilen kazadan sonraki üç iş günü içinde işveren tarafından Kuruma bildirilmemesi halinde 6331 sayılı Kanun’un 26’ıncı maddesinin 1’inci fıkrasının (e) bendine göre (2019 yılı için) 2.869.- lira idari para cezası uygulanacaktır. Ayrıca; iş kazasını bildirdiği tarihe kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek olan iş göremezlik ödeneği de işverenden tahsil edilecektir.

İşçi işe başladığı gün iş kazası geçirdi, sağlık hizmetlerinden faydalanabilir mi?

İşe girdiği gün çalışırken iş kazası geçirerek yaralanan bir işçi hem sağlık hizmetinden yararlanır hem de istirahat verilmesi halinde geçici iş göremezlik ödeneğine hak kazanır. İş kazalarında geçici iş göremezlik ödeneğine hak kazanılabilmesi için herhangi bir prim günü sınırı bulunmamaktadır.
İş kazasının uzuv kaybına sebep olması halinde sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanacaktır.

İşe başladığı gün iş kazası geçirip ölen işçinin hak sahiplerine maaş bağlanır mı?

İşe başladığı gün iş kazası geçirmesi sonucu hayatını kaybeden işçinin hak sahiplerine, 5510 sayılı Kanun’un 17’inci maddesi gereğince tespit edilecek aylık kazancının %70’i oranında olmak üzere Kanun’un ilgili maddeleri doğrultusunda, günün koşullarına göre güncellenerek hesaplanan ölüm geliri bağlanır.

Ocak ve Şubat ayında, asgari ücretten çalışan bir işçiye kaç gün üzerinden prim ödenmelidir?

İşçi ile yapılan iş sözleşmesinde aylık ücret üzerinden anlaşılmışsa, ayın 28, 30, 31 olmasının bir önemi olmayıp 30 gün üzerinden ödeme yapılması gerekir (Yargıtay 9 Hukuk 2010/28971 Esas, 2012/40910 Karar). İşçi ile yapılan iş sözleşmesi günlük yevmiye veya puantaj esasına göre akdedilmesi halinde ise çalışılan gün üzerinden ödeme yapılması gerekecektir.

İşçimiz üç gün rapor aldı, Şubat ayında çalışılan gününü kaç gün olarak bildireceğiz?

Eksik günlerin bildirilmesine ilişkin olarak SGK’nun yapmış olduğu duyuruda “Ay/dönem içinde işe girişi veya işten çıkışı bulunmayan, çeşitli nedenlerle (istirahat, ücretsiz izin, disiplin cezası gibi) ay/dönemin bazı günlerinde çalışmayan ve çalışmadığı günler için de ücret almayan sigortalıların ilgili ay/dönemdeki prim ödeme gün sayıları, ilgili ay/dönemdeki gün sayısından, ücret almaya hak kazanılmamış gün sayısı çıkartılmak suretiyle hesaplanacaktır.” Denilmektedir.
Buna göre, ay içinde eksik çalışması bulunan sigortalıların prim ödeme gün sayıları Ay/dönemdeki gün sayısı – Eksik gün sayısı = Prim ödeme gün sayısı formülü ile bulunacaktır.

Örnek 1: 31 gün çeken ayda 5 gün raporlu olan bir işçinin prim ödeme gün sayısı 31-5= 26 gün, eksik gün sayısı ise 5 olarak bildirilecektir.

Örnek 2: 28 gün çeken Şubat ayında 3 gün raporlu olan işçinin prim ödeme gün sayısı 28 – 3 =25 gün, eksik gün sayısı ise 3 gün olarak bildirilecektir.

İşyeri sahibinin Bağ-Kur ve sigortalı olarak çalışmaları bulunmaktadır. Hangi sigortalılık durumundan emekli olacağım diye sormaktadır.

5510 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce sigortalı olupta bu Kanun’un yürürlük tarihinden sonra emeklilik talebinde bulunanların birden fazla sigortalılık statüsüne tabi çalışması olanların hangi statüden emekli olacakları 2829 sayılı Kanun’la yapılan düzenlemeye göre son yedi yıllık fiili çalışma süresi içerisinde en fazla prim yatırdığı (3,5 yıl yani 1261 gün) sigorta statüsünden emekli olacaktır.

Askerlik borçlanması yapmak istiyorum, ne kadar prim ödemem gerekiyor. Bu ödemeyi taksitler halinde ödeyebilir miyim?

Askerlik borçlanması için talepte bulunduğunuz tarihteki belirlenmiş olan asgari ücretin taban ve tavanı arasında olmak üzere tarafınızca belirlediğiniz günlük kazancın %32’si üzerinden hesaplanacak olan primleri, borcun tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde ödemeniz gerekmektedir. Askerlik borçlanması ile ilgili olarak hesaplanan primlerin taksitle ödenmesi mümkün olmamaktadır.

Sigorta başlangıcımdan önce askerliğimi yaptım, askerlik borçlanması yapmam halinde sigorta başlangıç tarihim değişir mi?

Sigorta başlangıç tarihinizden önce yapmış olduğunuz askerlikte geçen sürenizi borçlanmanız halinde, sigorta başlangıç tarihiniz borçlandığınız süre kadar geriye gidecektir.

Doğum borçlanması koşulları nelerdir?

5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (a, b, c) bentleri kapsamında çalışan sigortalı kadınların üç çocuk için olmak üzere doğum tarihinden sonra her çocuk için iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuklarının yaşaması ve talepte şartıyla doğum borçlanması yapabilirler. Talepte bulunulan tarihte belirlenmiş olan asgari ücretin taban ve tavanı arasında olmak üzere borçlanma talebinde bulunan kişi tarafından belirlenecek günlük kazancın %32’si üzerinden hesaplanacak olan primleri, borcun tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde ödenmesi gerekecektir.

İşkur’dan işsizlik ödeneği alabilmenin koşuları nelerdir?

İş akdinin sona erdirildiği tarihten önce 120 gün hizmet akdine tabi çalışmış olanlardan ve son üç yıl içinde 600 gün süre ile prim ödemesi bulunan işçilerin, kendi istek ve kusurları dışında işsiz kalmaları halinde, iş akdi fesih tarihini takip eden 30 gün içerisinde ikametgahına en yakın İŞKUR birimine şahsen ya da elektronik ortamda başvurması halinde işsizlik ödeneği alabileceklerdir.

Son 120 günün hesabında hangi süreler kesinti sayılmaz?

Hizmet akdi devam etmekle birlikte; hastalık, ücretsiz izin, disiplin cezası, gözaltına alınma, hükümlülükle sonuçlanmayan tutukluluk hali, kısmi istihdam, grev, lokavt, genel hayatı etkileyen olaylar, ekonomik kriz, doğal afetler nedeniyle işyerinde faaliyetin durdurulması veya işe ara verilmesi halinde, prim yatırılmayan süreler için SGK kayıtları esas alınacak ve 120 günün hesabında prim yatırılmayan bu süreler kesinti sayılmayacaktır.

Beş yıldır kesintisiz olarak çalışmaktayım ne kadar süre işsizlik ödeneği alabilirim?

Son üç yıl içerisinde;
a) 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemişseniz 180 gün,
b) 900 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemişseniz 240 gün,
c) 1080 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemişseniz 300 gün,
Süre ile işsizlik ödeneği alabilirsiniz.

31.01.2018 tarihi itibariyle beş yıldır çalışmakta olduğum işimden çıkışım verildi. Asgari ücret üzerinden ücret almakta olup primlerim kesintisiz yatırılmaktadır. Aylık kaç lira işsizlik maaşı alırım?

4447 sayılı Kanun’un 50’inci maddesinde, günlük işsizlik ödeneğinin, sigortalının son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortlama brüt kazancının % 40’ı kadar işsizlik ödeneği verileceği belirtilmiştir. Anılan madde ile işsizlik ödeneğine üst sınır getirilmiş olup işsizlik ödeneği miktarının belirlenmiş olan aylık asgari ücretin brüt tutarının % 80’ini geçemeyeceği belirtilmiştir.

Tek kişilik limited şirket sahibiyim. Eşime ait işyerini kiralayarak faaliyetimi orada sürdürüyorum. Herhangi bir şekilde kira ödemesi yapmıyorum. Gelir vergisi stopajı yapmak zorunda mıyım ? Yapmam gerekirse hangi matrahı esas almam gerekiyor. Eşim beyanda bulunacak mı?

Vergi tevkifatı (Stopaj) ile ilgili düzenlemeler Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. Maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. Maddesinde yapılmıştır. Her iki kanunda da vergi kesintisinin yapılması nakden veya hesaben yapılan ödemelere bağlanmıştır. Ödeme yapılmıyorsa vergi tevkifatı olmayacaktır. Kira ödenmiyorsa tevkifat yoktur. Ancak eşinizin kira almamasına rağmen emsal kira bedeli üzerinden gelir vergisi beyanında bulunması gerekir. Bu durum ortaklar tarafından bir bedel alınmaksızın şirkete kiralanan gayrimenkuller için de geçerlidir.

Maliye Bakanlığınca verilen özelge özeti şöyledir:
Mükellefin eşine nakden veya hesaben kira ödemesinde bulunmaması başka bir ifade ile işyeri kirası olarak hesaplarında gider göstermemesi halinde, söz konusu gayrimenkulün emsal kira bedelinin tevkifata tabi tutulmaksızın, eşi tarafından elde edilmiş gayrimenkul sermaye iradı olarak yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.(SAYI : GEL.O.43/4303-47/48311;TARİH : 18.12.1998)"
Gelir İdaresi Başkanlığınca verilen bir başka özelge özeti ise şöyledir:
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü
Sayı:B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-GVK-94-35-576
16/09/2010

“Bu hükümler çerçevesinde, Gelir Vergisi Kanununun 94' üncü maddesi gereğince tevkifat yapılabilmesi için nakden veya hesaben bir ödemenin bulunması gerekmektedir. Buna göre, şirket ortaklarına ait olan işyerinin kullanılması karşılığında nakden veya hesaben bir ödeme yapılmaması halinde Gelir Vergisi Kanununun 94' üncü maddesi gereğince gelir vergisi tevkifatı yapılması söz konusu olmayacaktır.

Ancak, gayrimenkul sahiplerinin söz konusu gayrimenkulü şirketin kullanımına bedelsiz bırakması nedeni ile bu gayrimenkulün Gelir Vergisi Kanununun 73' üncü madde hükmüne göre emsal kira bedelinin hesaplanması ve söz konusu kira bedelinin gayrimenkul sahiplerinin hisselerine düşen tutarının 1.070 TL' yi (2009 yılı için) aşması halinde ise, gayrimenkul sahipleri tarafından gayrimenkul sermaye iradı olarak aynı Kanunun 86' ıncı maddesine göre yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.”

Hesaben Ödeme nedir ? nasıl yapılır ?

Hesaben Ödeme Gelir Vergisi Kanunu’nun 96. Maddesinde aşağıdaki şekilde açıklanmıştır.
“Vergi tevkifatı, 94'üncü madde kapsamına giren nakten veya hesaben yapılan ödemelere uygulanır. Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder.
Vergi tevkifatı, ücretler dışında kalan ödemelerde gayrisafi tutarlar üzerinden yapılır. Kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde bu vergi, bilfiil ödenen miktar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanır.”

Tevkif yolu ile ödenen vergiler diğer vergi borçlarına mahsup edilebilir mi ?

Tevkif yoluyla kesilen vergilerin yıllık beyannamedeki mahsuplar sonunda kalan kısmının diğer vergi borçlarına mahsup talebi tutarına bakılmaksızın, inceleme raporu ve teminat aranılmadan yerine getirilir. Konuya ilişkin ayrıntılı bilgi Gelir Vergisi Kanunu’nun 252 sayılı genel tebliğinde yer almaktadır.

Tevkif yolu ile ödenen vergiler diğer mükelleflerin borçlarına mahsup edilebilir mi?

Tevkif yolu ile ödenen vergiler diğer mükelleflerin borçlarına mahsup edilemez. Ancak mükellefler dilerlerse ortağı bulundukları adi ortaklık veya kollektif şirketlerin müteselsilen sorumlu oldukları vergi borçlarına da mahsuben iade talebinde bulunabilirler. Bu taleplerin yerine getirilebilmesi için, iade alacaklısı mükellefin muaccel hale gelmiş vergi borcunun bulunmaması ve mahsup dilekçesinde adi ortaklık veya kollektif şirketin hangi dönem borçları için mahsup talep edildiğinin belirtilmesi gerekir. Mahsup talebine ilişkin dilekçe ve eklerinin vergi dairesi kayıtlarına girdiği tarih esas alınır.

Vergiye tabi olmayan kişilerden mal yada hizmet alınmasında Gelir vergisi tevkifatı yapılır mı ?

Gelir ve Kurumlar vergisi mükelleflerine bağlılık arz etmeyecek şekilde, esnaf muaflığı kapsamında değerlendirilmeyen (vergiye tabi olmayan) kişilerden mal ve hizmet satın alınması durumunda, ilgililere yapılacak ödemelerden gelir vergisi tevkifatı yapılmayacaktır. Ancak; vergiden muaf esnaftan mal alınması halinde ise, yapılacak ödemelerden Gelir Vergisi Kanununun 94/13-c maddesi hükmüne göre %5, hizmet alınması durumunda ise aynı kanunun 94/13-d maddesi hükmüne göre %10, tevkifat yapılması gerekir.

Adi Ortaklıkta Hisse devir işlemlerinin gelir vergisi,Katma Değer Vergisi ve Vergi usul Kanunu yönünden yapılması gereken işlemler nelerdir ?

Gelir Vergisi Yönünden:
Gelir Vergisi Kanununun "Değer artışı kazançları" başlıklı mükerrer 80 inci maddesinde; "Aşağıda yazılı mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artışı kazançlarıdır." hükmü yer almış ve bunların neler olduğu altı bent halinde sıralanmış olup anılan maddenin (4) numaralı bendinde; "Ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar" değer artışı kazancı olarak belirtilmiştir.

Bir adi ortaklıkta ortaklardan biri veya birkaçının hisselerini diğer ortak veya ortaklara devretmesi, bu şekilde ortaklıktan bazı ortakların ayrılması veya ortaklığa yeni ortakların alınması halinde, mevcut adi ortaklık, ortak sayısındaki değişiklik dışında aynen devam ediyorsa, bu hisse devri işlemlerinde vergi uygulanmayacaktır.

Katma Değer Vergisi Yönünden:
Adi ortaklıklarda, ortaklığın sona ermesi sonucunu doğurmayan hisse devri işlemleri katma değer vergisine tabi olmayacak, ortaklığın sona ermesi sonucunu doğuran devir işlemlerinde ise vergi uygulanacaktır. (KDV Kanunu 17/4-c Maddesi)

Vergi Usul Kanunu Yönünden:
Adi ortaklığın sona ermesi sonucunu doğurmayan ortaklık hissesinin devri KDV'ye tabi olmadığından bu işlemler için fatura düzenlemesine de gerek bulunmamaktadır. Diğer taraftan, bir adi ortaklıkta ortaklardan biri veya birkaçının hisselerini diğer ortak veya ortaklara devretmesi, bu şekilde ortaklıktan ayrılması veya ortaklığa yeni ortakların alınması halinde, mevcut adi ortaklık, ortak sayısındaki değişiklik dışında aynen devam ediyorsa, bu hisse devri işlemleri ortaklığın sona ermesi sonucunu doğurmamaktadır. Buna göre, vergi kimlik numarası sürekli olarak kullanılacağından, mükellefe (adi ortaklıklarda ortak değişikliğine) ilişkin bilgilerdeki değişikliğin mükellefiyete etkisi olmayacağından, ortaklık adına vergi numarası verilmesinde esas alınan ortağın ortaklıktan ayrılması durumunda da adi ortaklığın vergi kimlik numarasında herhangi bir değişiklik olmayacaktır. Ayrıca, ortaklık adına vergi numarası verilmesinde esas alınan ortağın ayrılması durumunda ortaklık numarası değişmeyeceğinden, kullanılmamış fatura ve sevk irsaliyelerinin yeni ortağın kaşesi vurulmak suretiyle kullanılması mümkün bulunmaktadır.

İşletmeye Fiat Doblo marka araç aldım. KDV’ ni indirim konusu yapabilir miyim ?

Çok amaçlı araç” olarak tanınan Doblo, Connect, Kango, Expres, Combi, Partner, Caddy, Transpoter, Starex gibi araçlar, ister 1+1 ister 4+1 olsun, 21.07.2005 tarihine kadar yük taşımak üzere imal edilmiş araç olarak sınıflandırılmıştı. Ancak, Gümrük Müsteşarlığı’nın 8 Seri No.lu Gümrük Genel Tebliği (Tarife-Sınıflandırma Kararları) ile bu araçlardan şoför mahallinin arkasında koltuğu veya camı bulunanlar, 21.07.2005 tarihinden itibaren binek otomobili sınıfına dahil edildi.

Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, bu araçların alımında ödenen KDV’nin, KDV Kanunu’nun 30/b maddesine göre indirim konusu yapılmaması gerekiyor.

Organize sanayi bölgeleri ve küçük sanayi sitelerinin tarafından yapılan arsa ve işyeri teslimleri KDV ye tabi midir ?

3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu Madde:17/4-k:Organize sanayi bölgeleri ve küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin arsa ve işyeri teslimleri” Katma Değer Vergisinden istisna edilmiştir.

Çalınan, ya da herhangi bir sebeple zayi olan mallara ilişkin yüklenilen KDV indirim konusu yapılabilir mi ?

Zayi olan mallara ilişkin yüklenilen KDV’nin indirimi ilke olarak kabul edilmemekle birlikte; Deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar mallara ait KDV’nin indirim hesaplarından çıkarılmasına gerek yoktur.

Bu çerçevede, deprem, sel ve Maliye Bakanlığınca mücbir sebep ilan edilen yerlerdeki yangın sonucu zayi olan mallara ilişkin KDV açısından herhangi bir düzeltme işlemi yapılmayacak, bunun dışındaki yangınlarda veya diğer şekillerde zayi olan mallara ait KDV ise indirim hesaplarından çıkarılarak gelir ve kurumlar vergileri açısından gider yazılacaktır.

Ortaklara ait taşınmazın ayni sermaye olarak konulması halinde tapu harcı hesaplanır mı ?

492 sayılı Harçlar Kanununun 57. maddesinde tapu ve kadastro işlemlerinden bu Kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanların, tapu ve kadastro harçlarına tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanun'un 123. maddesi ile de; Anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin kuruluş, sermaye artırımı, birleşme, devir, bölünme ve nev'i değişiklikleri nedeniyle yapılacak işlemler ile Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri, bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilerin temini ve bunların teminatları ile geri ödenmelerine ilişkin işlemlerin harçlardan müstesna tutulduğu hükmüne yer verilmiştir.

Bu hükümler çerçevesinde; ortaklarınız tarafından şirketinize ayni sermaye olarak konulan taşınmazların şirket adına tapuda yapılacak tescil işlemi tapu harcından müstesnadır.

Kurumlar Vergisi mükellefi olarak faaliyet göstermekteyiz. Üniversite öğrencilerine burs vermek istiyoruz. Vereceğimiz bursu kurumlar vergisinde gider olarak yazabilir miyiz ?

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6. maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin 1. bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespit edilmesinde gider olarak yazılabileceği hükmü yer almış; aynı Kanunun 28. maddesinde ise, tahsil ve tatbikat giderleri karşılığı olarak resmî ve özel müesseselere ve şahıslar hesabına Türkiye’de tahsilde bulunan öğrenciye iaşe, ibate ve tahsil gideri olarak ödenen paralar ile öğrencilere tatbikat dolayısıyla öğretim müesseseleri veya tahsil masrafları deruhte edenler tarafından verilen paraların gelir vergisinden istisna edildiği belirtilmiştir. Buna göre, verilecek bursların;
a) İşle ilgili olması,
b) Burs verilen kişilerin okulu bitirdikten sonra işletmede hizmet yükümlülükleri nedeniyle çalışacaklarını gösteren bir sözleşme düzenlenmesi ve durumun herhangi bir inceleme anında denetim elemanına ispatlanması,
c) Burs verilecek kişilerin, Türkiye’nin her tarafında eğitim gören öğrencilerin katılabileceği bir yarışma sınavı sonunda başarılı olması,
d) Verilecek burs miktarının işin önemi ve genişliği ile orantılı olması,
halinde kurum kazancının tespitinde gider olarak hasılattan indirilebilecektir.

Devralınan kurumun zararı indirilebilir mi ?

Şirketiniz tarafından aktif ve pasifiyle birlikte kül halinde devralınan şirketin zararı son beş yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş olması ve söz konusu kurumun faaliyetine devrin meydana geldiği hesap döneminden itibaren en az beş yıl süreyle devam etmesi kaydıyla, devralınan kurumun devir tarihi itibariyle öz sermaye tutarını geçmeyen zararlarının indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

Konu ile ilgili ayrıntılı bilgiye 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "9.2.3. Devir ve bölünme halinde zarar mahsubunun sırası ve mahsup edilemeyen zarar tutarları" başlıklı bölümünden ulaşabilirsiniz.

Vergi Muafiyeti Tanınan Vakıflara ve Kamu Yararına Çalışan Derneklere Yapılan Bağışlar toplamının o yıla ait kurum kazancının % 5'ine kadar olan kısmı indirilebiliyor. Vergiye tabi olmayan gelirlerimiz var. Yapılacak bağışta hangi tutarı dikkate almamız gerekiyor ?

İndirilecek bağış ve yatdım tutarının tespitinde esas alınacak kurum kazancı; zarar mahsubu dahil giderler ile iştirak kazançları istisnası düşüldükten sonra, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki tutardır.
Bağış Matrahı = (Ticari Bilanço Karı) – (İştirak kazançı istisnası +Geçmiş Yıl Zararları)
Bu konu ile ligili ayrıntılı bilgiye 1 sıra nolu KVK genel tebliğinin 10.3.2.1 bölümünden ulaşabilirsiniz.

İşletme personeline konut tahsis ettik. Ücret olarak vergiye tabi tutulacak mı ?

Konut tedariki yoluyla ücret sayılan bu ödemeler belli şartlarda Gelir Vergisinden istisna edilmiştir.GVK 23/9 maddesinde konu ile ,lgili düzenleme şu şekildedir. “Mülkiyeti işveren ait ve brüt alanı 100 metrekareyi aşmayan konutların hizmet erbabına mesken olarak tahsisi suretiyle sağlanan menfaatler. (Bu konutların 100 metrekareyi aşması halinde, aşan kısma isabet eden menfaat için bu istisna hükmü uygulanmaz)."

Nakit sermaye artışında faiz indirimi nasıl yapılır ?

6637 sayılı Kanun ile Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 10. maddesinin birinci fıkrasına eklenen (ı) bendi uyarınca, sermaye şirketlerinde nakdi sermaye artışları ya da yeni kurulacak sermaye şirketlerindeki nakit sermaye tutarları üzerinden hesaplanacak faiz tutarının kurum kazancından indirim konusu yapılması şeklinde, öz sermayeyi güçlendirmeyi amaçlayan teşvik düzenlemesi yapılmış Yapılan düzenlemeye göre;
- 1 Temmuz 2015 Tarihinden sonra yeni kurulacak sermaye şirketlerinde nakit sermaye tutarı üzerinden ya da
- Halen faaliyette bulunan sermaye şirketlerinin 1 Temmuz 2015 tarihinden sonra yapacakları sermaye artışlarının nakit artış kısmı üzerinden, maddede öngörülen faiz oranı esas alınarak hesaplanacak tutarın % 50’si kurumlar vergisi matrahından indirilecektir.
İndirim belli bir süre ile sınırlı olmayıp her yıl yeniden indirimden yararlanılabilir. Bu avantajdan şirketin hayatı devam ettiği sürece, sermayesi azaltılmamak kaydıyla, sonsuza kadar yararlanılabilecektir. Matrahın yetersiz olması nedeniyle ilgili dönemde indirim konusu yapılamayan tutarlar kalırsa, bu tutarlar sonraki dönemlere devredebilecek ve sonraki hesap dönemlerinde indirilebilecektir.
Bu indirimden gelir vergisi mükellefleri de yararlanamayacaklardır.

Bir mükellefime ilişkin Ba, ve Bs bildirimlerini veremedim Ba, Bs bildirimlerinin her birine ayı ayrı ceza mı kesilecek ?


Ba,Bs bildirimleri bir bütün halinde ele alınıp her biri için ayrı ayrı ceza kesilmez. Konu ile ilgili olarak Adıyaman Defterdarlığı tarafından 24.05 2011tarih ve 2010/3-5 sayılı özelgenin sonuç bölümü şöyledir: “Yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde, sözü edilen Ba ve Bs bildirimlerini verme yükümlülüğü olan mükelleflerin, her iki bildirim formunu birlikte vermek zorunda oldukları hususu göz önüne alındığında; bu formların tek bir form olarak değerlendirilmesi ve söz konusu formların belirlenen sürede verilmemesi halinde tek özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir”
Ancak Ba, Bs formlarından birisi verilip diğeri verilmemişse ceza kesileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

Akaryakıt satışı yapan mükellefler tarafından bir kişi ya da kuruma akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz (ÖKC) fişi verilerek yapılan satışlarda, ÖKC fişinin faturaya dönüştürülmesi durumunda düzenlenen fatura veya faturalar KDV hariç 5.000 TL'yi aşıyorsa bu satışların Form Bs ile nasıl bildirilecektir ?

Bu konu ile ilgili olarak TÜRMOB tarafından Gelir İdaresi Başkanlığından görüş istenmiş olup Maliye Bakanlığı'ndan görüş istenmiştir.GİB tarafından 7.4.2010 tarih ve 31656 sayı ile verilen cevabi yazıda;

• Akaryakıt satışı yapan mükellefler tarafından bir kişi ya da kuruma akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz (ÖKC) fişi yapılan satışlarda, ÖKC fişinin faturaya dönüştürülmesi durumunda düzenlenen fatura veya faturalar KDV hariç 5.000 TL’yi asıyorsa bu satışların Form Bs ile bildirileceği,
• Diğer taraftan, bir kişi veya kuruma yapılan akaryakıt satışlarında ÖKC fişlerinin faturaya dönüştürülmemesi durumunda ise bu belgelerde (ÖKC fişlerinde) mükellefe ait adı, soyadı, ünvanı ve T.C. Kimlik numarası/Vergi kimlik numarası bilgileri yer almadığından belirlenen haddin aşılıp aşılmadığının tespitinin de mümkün olmadığı, bu nedenle söz konusu satışlara ait belgelerin Form Bs ile bildirilemeyeceği,
• Öte yandan, akaryakıt istasyonlarından ÖKC fişleri ile yapılan alımların aylık KDV hariç 5.000 TL’yi aşması halinde Form Ba ile bildirileceği belirtilmiştir.

Ba, Bs Bildirimlerini verdim. Ancak Ba bildiriminde bir mükellefe ait fatura tutarı 19.800 TL yerine 18.900 TL olarak yazılmıştır. Düzeltme yapmak zorunda mıyım. Şayet düzeltme yaparsam ceza kesilir mi ?


Vergi Usul Kanunu 11/06/2012 Tarih ve : 2012/1 sıra numaralı İç Genelgesi ile bu konu ile ilgili şu açıklama yapılmıştır.
“Aylık yapılan her bir bildirimde (Form Ba veya Form Bs) yer verilen her bir mükelleften gerçekleştirilen alım veya satımlar için katma değer vergisi hariç olmak üzere mal ve/veya hizmet alışları veya satışları için belirlenen, bildirimde bulunma haddinin % 10'unun altında kalan tutar hataları, (örneğin, A Limited Şirketi B Anonim Şirketinden Haziran 2012 döneminde yapmış olduğu alışları Ba formu ile 8.000 TL olarak bildirmiş, B Anonim Şirketi ise aynı dönemde A Limited Şirketine olan satışlarını 8.400 TL olarak bildirmiştir. İki mükellefin bildirimleri arasındaki fark 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 2010 yılı ve müteakip yıllar için belirlenen ve Bakanlığımızca yeni bir düzenleme yapılmadığı sürece uygulanacak had olan 5.000 TL'nin % 10'unun altında kaldığından her iki mükellef adına da herhangi bir cezai müeyyide tatbik edilmeyecektir.”

İşletmemiz faaliyetini yürütmek amacı ile kiralamış olduğumuz işyeri için 6.000 TL kira ödemekteyiz. Mülk sahibi vergi mükellefi değil. Dolayısı ile Bs Bildiriminde bulunmayacak. Biz bu gideri Ba ile bildirmek zorunda mıyız ?


Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığının 19.8.2010 tarih ve 190-44 sayılı özelgesi ile “Buna göre; ödenen kira bedelinin yukarıda belirtilen haddi aşması halinde Ba bildirimine dahil edilmesi gerekmekte olup, söz konusu ödemenin gecikmesi nedeniyle uygulanan gecikme zammının ise Ba bildirimine dahil edilmesine gerek bulunmamaktadır.”
Açıklaması yapılmış olup bu giderinizin Ba bildirimine dahil edilmesi gerkmektedir.

Kurumlar Vergisinden muaf olan kooperatifin Ba ve Bs formu verecek midir ?

Ba,Bs formları ile ilgili olarak yapılan temel düzenlemeler 396 Sıra numaralı VUK Genel Tebliğinde yer almaktadır. Söz konusu tebliğin 1.1.2 Bölümünde “Kurumlar Vergisinden muaf olan mükellefler,muafiyetten yararlandıkları hesap döneminden itibaren Ba-Bs bildirim formu vermeyecektir” ifadesine yer verilmiştir.